Benzinli, Dizel ve Elektrikli araçları yan yana koyduğumuzda ilk görüşte farklarını anlamak pek olası değildir. Araçların hangisinin elektrikli olduğunu fark edebilmek için yapmak gereken ise araçların arkasını incelemektir. Yapısı gereği benzinli ve dizel araçlarda egzoz bulunurken elektrikli araçlarda egzoz bulunmamaktadır. Fakat araç hibrit (elektrikli+dizel/benzinli) ise arka görünümden de fark etmek de oldukça güç denebilir. Elektrikli araçların farkı dendiğinde ilk olarak tabi ki yakıt biçimi ön plana çıkar. Petrol yakıtlı araçlarda gereken enerji dizel, benzin veya LPG’nin yanması ile elde edilirken elektrikli araçlarda ise bataryalarda biriken elektrikten elde edilmektedir. Bu arabalarda gelen elektrik enerjisi elektrikli motorlar sayesinde hareket enerjisine dönüşürken diğer araçlarda içten yanmalı motorlar petrol tabanlı yakıtlar sayesinde hareket enerjisine dönüşüm sağlamaktadır. Elektrikli araçlardaki motorların gelen enerjiyi hareket enerjisine çevirmesinin temelinde ise motorların dairesel hareketler oluşturarak tekerlere aktarabilmesidir. Elektrikli araçların bir önemli farkı da şanzımana ihtiyaç duymamasıdır. Diğer araçlarda belli hız aralıklarında maksimum güç elde edildiği için şanzıman yardımı ile hareket enerjisinin tekerlere iletilmesi gerekirken elektrikli motorlarda buna gerek bulunmamaktadır, gelen elektrik enerjisi direkt olarak kontrol edilerek motor hızı ve torkta değişikliğe sebep olmaktadır. Son olarak değinilecek fakat önemli bir fark araçların ağırlığıdır. İçten yanmalı motorlarda çok fazla sistem ve karmaşık yapı olmasından dolayı elektrikli araçlar diğer araçlardan daha hafiftir. Elektrikli motorlarda 1-2 parçanın yapabildiği işi, içten yanmalı motorlar yüzlerce parçadan oluşan yapı ile yaptığı için bu farklılık ortaya çıkmaktadır.

Ülkemizde son yıllarda elektrikli araç alımı ve üretimi konusunda ekstra bir yükseliş bulunmakta. Birçok sürücünün hedefinde olan içerisinde Yeni Renault Megane E-Tech göz alan ön tasarımı, gerek şehir içinde sunduğu konforlu sürüş opsiyonu ile kafalarda yer etmektedir. Bir diğer çok satan model ise ülkemizde araç pazarındaki en güvenilir firmalardan olan Renault’un Zoe modeli. Kullanım açısından oldukça kolaylık sağlayan ve mobil olan araç 1620 adet satılmış durumda. Peugeot SUV e-2008 modeli, elektrikli bir araç olup, şehir içi ve şehirlerarası kullanım için uygun bir seçenektir. Geniş iç mekanı, hızlı şarj özellikleri ve 406 km menzili ile dikkat çekmektedir. Citroen Ami modeli, şehir içi ulaşım için tasarlanmış kompakt bir elektrikli araçtır. 75 km menzili, şık tasarımı ve küçük boyutları ile kullanıcılar tarafından tercih edilmektedir. Citroen’in e-C4 ve e-C4 X modelleri, modern ve şık bir tasarıma sahip elektrikli araçlardır. Konforlu iç mekanları, gelişmiş güvenlik özellikleri ve E-C4 için 349 km, E-C4 X için ise batarya seçimine göre değişecek biçimde 360 ve 417 km menzili ile kullanıcılara pratik bir sürüş deneyimi sunar. Opel Corsa-e, kompakt bir elektrikli araç olup, şehir içi ulaşım için idealdir. Kullanımdaki sürüş stiline göre değişecek şekilde 325-380 km arası menzili, teknolojik özellikleri, sürüş konforu ve enerji verimliliği ile dikkat çekmektedir. Opel Astra elektrikli versiyonu, şık ve modern bir tasarıma sahip olup, uzun sürüşler için de uygundur. Yaklaşık 418 km’ye kadar menzili, geniş iç mekanı, güvenlik donanımları ve teknolojik özellikleri ile kullanıcılar için cazip bir seçenektir. Opel Mokka-e, kompakt SUV segmentinde yer alarak performansı ve modern tasarımı ile dikkat çekmektedir. Sürüş stiline göre değişecek biçimde 316 ile 369 km arası menzili ve şarj hızıyla günlük kullanımda pratik bir çözüm sunmaktadır. Eğer ilk elektrikli araçlarınızda avantajlı fırsatları arıyorsanız sizleri Stellantis Şubelerimize bekleriz. Peugeot, Citroen ve Opel elektrikli araç alımlarınızda 20.000 TL değerindeki E şarj kartı hediye vermekteyiz. Bu sayede aracınız ile yola çıkarken uzun bir süre şarj etmek için ücrete ihtiyaç duymadan seyredebilirsiniz. Yeni Ford E-Transit, ticari araç segmentinde elektrikli seçenekler arayanların tercihi olmaktadır. 317 km olan menzilinin yanı sıra desteklediği hızlı şarj ile 34 dakikada %15’den %80 seviyesine yükselebilmektedir. Yüksek taşıma kapasitesi ve düşük işletme maliyetleri ile de ayrıca dikkat çekmektedir.

Tıpkı bir telefon bataryası gibi araç bataryaları da farklı sebeplerden dolayı farklı sürelerde şarj olabilmektedir. Elektrikli araçların şarj olma süreleri enerji için kullanılan kaynakla direkt olarak alakalı durumdadır. Araçların evde şarj edilmeleri durumunda saatler boyunca beklemek gerekirken şarj istasyonlarında bu süreler dakikalara düşmektedir. 300 ile 600 volt arasında değişikli gösteren motor kuvvetlerinde şarj çıkışı da 120-240 kWh arasında değişebilmektedir. Şarj istasyonlarının bunlara göre tasarlanmış olması sebebi ile araçtan araca değişmek üzere 30 dakika ile 1 saat arasında şarj olma süresi ile karşılaşılır.

Menzil üretilen aracın batarya büyüklüğü, aracın çektiği güç ve performansı özelinde değişmektedir. Elektrikli araçlar menzili 150 km ile 600 km arasında değişmektedir. Genelde tercih edilen modeller ise 350 ile 450 km arasında menzil sunan araçlardır. Şehir dışına yolculuk ederken mağdur olmamak adına daha yüksek menzilli araçlarla yola çıkılması gerekir.

Benzinli ve dizel araçlara göre daha hızlı şekilde tekerlere güç aktaran elektrikli motorlar ortalama olarak hız performansında da bu iki motor tipinin önündedir. Daha stabil bir performans sunan elektrikli araçlar daha kısa sürede hızlanabilirken hız değişimlerinde de daha direkt etki göstermektedir. Bu sebeple kullanımlarında ortaya çıkan üst düzey performans da diğer araçlara göre daha kontrol edilebilir bir his sunmaktadır.

Direkt olarak yakıt konusunda bakılacaksa tamamen olmasa da sektördeki diğer kullanılan araçlara göre elektrikli araçlar çevre dostu denilebilir. Fakat elektrikli araçların çevreye zarar vermediği de doğru değildir. Egzoz dumanı ve yanma kadar zararlı olmasa da pillerinin üretimleri, atıl hale geldiklerinde uzun süre doğada çözünmemeleri gibi sorunlara gebe bir araç modelidir.